28 Eylül 2021 Salı

Elektrokonvülsif Tedavi (EKT)

Elektrokonvülsif tedavi, beyne elektrik akımı gönderilerek suni epilepsi nöbeti oluşturulmasına dayanan; şizofreni, depresyon, mani, psikoz gibi psikiyatrik hastalıklarda kullanılan somatik tedavi yöntemidir [4].

 Tarihçe

Epileptik nöbetler geçiren hastalarda psikotik rahatsızlıkların daha nadir görüldüğü; kafa travması veya epileptik nöbet geçiren psikoz hastalarında olumlu gelişmeler gözlemlendiği tespit edildiğinde konvülzif tedavinin psikiyatride tedavi yöntemi olarak kullanılması fikri geliştirilmiştir (1934) [4].

İlk olarak 1938 yılında şizofreni hastasına uygulanan elektriksel olarak indüklenen konvülsif tedavi yöntemi EKT, Cerletti ve Bini tarafından geliştirilmiştir.

1940’lı yıllar boyunca çeşitli psikiyatrik hastalıklarda yoğun olarak kullanılmıştır ancak 1950-1970 yılları arasında antidepresan ilaçların ortaya çıkmasıyla kullanımı azalmıştır. Bu dönemde bazı ülkelerde de kullanımı kısıtlanmıştır. 1980’li yıllarda tekrar yoğun bir şekilde kullanılmaya başlanmıştır. 1990’lı yıllara kadar herhangi bir anestezik ilaç veya kas gevşetici kullanılmadan uygulanmaya devam edilmiştir [4].

Günümüzde ise uzun süredir ilaç tedavisine yeterli yanıt vermeyen, intihar riski taşıyan hastalarda  aktif bir şekilde kullanılmaktadır. Bazı ülkelerde bu tedavi yönteminin kullanılması için hastanın en az 2 ilaçlı tedaviye  olumsuz yanıt veya yeterli yanıt vermeme şartı konulmuştur.

Uygulama Yöntemi

  1.  Uygulamadan önce hasta aydınlatılmış onam verebilecek durumda olmadığı için hasta yakınlarından onam alınır [1].
  2. Bir anestezi uzmanı ve bir psikiyatrist eşliğinde hastada kırık oluşumunu ve travmatik bir anı oluşmasını engellemek amacıyla hastaya kas gevşetici ve anestezik ilaçlar verilir. Ağza dişlerin kırılmasını önlemek için esnek bir tampon konulur [2-4].
  3. 500-800 mA (mili amper) akım verilerek en az 25 saniye süren konvülziyon* oluşturulur. Bilateral (çift taraflı) veya unilateral (tek yanlı) olarak uygulanır. Gerektiğinde aynı seans içinde birkaç defa tekrarlanabilir [2-4].
  4. Haftada 2 veya 3 kez olmak üzere 5-12 seans olacak şekilde uygulanmaktadır [2-4].

Etik Sorunlar

Aydınlatılmış onam; tıp etiğinin temel ilkelerinden olan “özerklik” ilkesine dayanmaktadır. Özerk bir birey kendi sağlığı hakkında karar verme yetisine sahip olmalıdır. Aktarılan bilgileri anlayabilmeli, seçebilme kabiliyetine sahip olmalıdır [3].

Aydınlatılmış onam, diğer uzmanlık alanlarında da önemli olmakla birlikte, psikiyatride “vulnerable” diye nitelendirdiğimiz yaşları, ırkları, cinsiyetleri ve hastalıkları nedeniyle hassas gruplara gelindiğinde etik sorunları da beraberinde getirmektedir. Bu bireyler değerlendirme yetileri bozulduğundan dolayı çoğu zaman onam verme yetkinliğine sahip değillerdir. Bu noktada hasta yakınlarından veya yetkili olarak atanan bir bireyden onam alınır. Uygulama yöntemi ve yanlış bilinen bilgiler ve sosyal medyada gösterilen travmatik sahneler nedeniyle hasta yakınlarından onam genellikle alınamamaktadır. Bu sebeple günümüzde çoğu hasta tedavi edilememektedir.

Tedavinin gerekli olması halinde hastalara zorunlu tedavi uygulamak birçok ülkede yasaldır. Bu durumlarda tedaviyi etik açıdan haklı çıkaran tek kriter, hastanın kendisine veya başkasına zarar verme riskinin bulunmasıdır. Ülkemizde ruh sağlığı alanında net bir yasa bulunmamaktadır ancak belirttiğimiz zarar kriteri oluştuğunda en az 2 psikiyatri uzmanının görüşü alınarak zorunlu tedavi uygulanabilir [1].

“Hekim hastasını, hastanın sağlık durumu ve konulan tanı, önerilen tedavi yönteminin türü, başarı şansı ve süresi, tedavi yönteminin hastanın sağlığı için taşıdığı riskler, verilen ilaçların kullanılışı ve olası yan etkileri, hastanın önerilen tedaviyi kabul etmemesi durumunda hastalığın yarattığı sonuçlar, olası tedavi seçenekleri ve riskleri konularında aydınlatır” [3].

 Yan Etkiler

  •  En sık görülen yan etkiler EKT sonrası konfüzyon** geçici hafıza kaybı, bellek kusurlarıdır. 
  • Anestezik ve kas gevşetici ilaçlara rağmen EKT esnasında kol, bacak ve çenede çıkıklar ve kırıklar, nefes alamama görülebilir.
  • Tedaviden hemen sonra ağrı, yorgunluk, mide bulantısı görülür.
  • Yapılan araştırmalarda plasebo*** etkisinin görülmediği tespit edilmiştir.   

Sonuç

İlaç kullanılmayan hamile bireylerde, fetusa karşı en az zararlı tedavi yöntemi olduğundan dolayı yaygın olarak kullanılmaktadır.

Depresif bozukluklarda uygulanan tedaviler arasında yanıt oranı en yüksek tedavi yöntemidir. Birincil kullanım alanı majör depresyon hastalarıdır [4].

Yapılan araştırmalara göre EKT uygulanan hastalarda depresyon belirtileri azalmış ve bunu takiben öğrenme ve diğer bilişsel işlevler olumlu yönde gelişmiştir. Bilinenin aksine ağrılı bir yöntem değildir [2].

Nüks (tekrar) görülen hastalarda EKT sonrası koruyucu ilaç tedavisine devam edilmelidir. Uygun görüldüğünde koruyucu amaçlı 2-3 seans EKT daha uygulanabilir [2].

Kelime Listesi

Konvülziyon*: Beyin hücrelerinin normal dışı bir aktivite göstermesi sonucu ortaya çıkan, vücuttaki istemsiz kasılmalara verilen addır. Halk arasında da havale (nöbet) adı verilmektedir.

Konfüzyon**: Klinik bir belirti olup; patolojik derecede zihin bulanıklığı, sersemlemeyi tanımlar. Çoğunlukla yer ve zamanda oryantasyon bozuklukları görülür ve/veya sıklıkla hafıza kaybı vardır.

Plasebo Etkisi***: Tedaviye karşı kişinin semptomları iyileşebilir veya kişi tedavinin yan etkileri gibi görünen şeylere sahip olabilir. Bu tepkiler "plasebo etkisi" olarak bilinir.

Kaynaklar

[1] Balcıoğlu, Y. H., Çevik, F. E., & Balcıoğlu, İ. (2016). Psikiyatrinin etkin biyolojik tedavisi olan elektrokonvülsif tedaviye tıp etiği ve hukuku açısından güncel bir bakış.  Adli Tıp Dergisi, 30(3), 243-249.

[2] The, U. K. (2003). Efficacy and safety of electroconvulsive therapy in depressive disorders: a systematic review and meta-analysis. The Lancet, 361(9360), 799-808.

[3] TTB, Türk Tabipleri Birliği. “Aydınlatılmış Onam Kılavuzu”. Erişim 5 Eylül 2021.https://www.ttb.org.tr/mevzuat/index.php?option=com_content&view=article&id=983:onam&catid=26:etik

[4] Yıldız, A., Gökmen, A. N., Turgut, K., Yücel, G., & Tunca, Z. (2003). Bir üniversite hastanesi yataklı psikiyatri servisinde uygulanan somatik tedaviler arasında elektrokonvülzif tedavinin yeri. Klinik Psikofarmakoloji Bülteni, 13(2), 65-71.


Yazar: Berfin Nuray Cihangir

Editörler: Buse Sarı, Dilan Geyik, Özlem Salman

Hikaye Anlatıcılığında Monomit Kuramı

          Birey olarak biz ve içerisinde bulunduğumuz sosyal küre; ailemizden arkadaşlarımıza, beraber vakit geçirdiğimiz insanlardan bir pa...